Değerli Meslektaşlarım, Saygıdeğer Konuklarımız,

Hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum. Bugün burada, hak arayışının simgesi olan, hukukun sarsılmaz temeli sayılan, savunmanın onurlu temsilcileriyle birlikte olmanın gururunu yaşıyoruz. 5 Nisan Avukatlar Günü vesilesiyle bir araya gelmiş olmanın mutluluğu içerisindeyiz. Bu anlamlı günde bizleri yalnız bırakmayan tüm konuklarımıza, meslektaşlarımıza ve ailelerimize hoş geldiniz diyor, en içten duygularımla teşekkür ediyorum.

Saygıdeğer Meslektaşlarım, Değerli Konuklar,

Bugün, adaletin yolunu aydınlatan, hukukun sarsılmaz temelleri üzerinde dimdik duran, savunmanın kutsallığına yürekten inanan avukatlarımızın onur günüdür. Bugün, sıradan bir gün değil; cesaretin, inancın, direnişin ve adanmışlığın simgesidir. Bugün, 5 Nisan Avukatlar Günü’dür!

Savunma, sadece mahkeme salonlarında yapılan bir mesai değil, insanlık onurunun en yüce nöbetidir. Her birimiz, hakikatin izini süren, haksızlığın karşısında set olan, adaletin terazisini elleriyle tartan kutsal bir görevin neferleriyiz. Kalemimizle karanlığı deler, sözümüzle adalete nefes oluruz. Çünkü bizler, hukukun sadece teorisini değil, vicdanını da temsil ederiz.

Yıllardan beri savunmanın dokunulmazlığına yönelen tehditlere karşı sergilenen o onurlu duruş, bugün hâlâ yüreğimizde yanmakta olan adalet ateşinin sembolüdür. Geçmişte atılan o cesaretli adımlar, bugün bize miras kalan bir sorumluluktur. 

Bizler, hiçbir güç karşısında eğilmeyen, hukukun evrensel ilkelerini gölgeletmeyen; mağdurun umudu, masumun kalkanı, toplumun vicdanı olma görevini taşıyan avukatlarız. Hukuku kağıtlar arasından çıkarıp yaşamın ta kendisine dönüştürme mücadelesini veriyoruz.

Avukat, adaletin solmayan çiçeğidir; suskunluk çöktüğünde ses, korku büyüdüğünde cesaret, karanlık bastığında ışıktır. O, sadece müvekkilinin değil; adil yargılanma hakkının, insan onurunun ve hukuk devletinin teminatıdır.

Ancak biliyoruz ki bu yol, güllerle bezeli değildir. Avukatlar, mesleklerini icra ederken pek çok zorlukla karşı karşıya kalmaktadır. Tehditler, itibarsızlaştırma çabaları, ekonomik baskılar ve yargı süreçlerindeki yapısal sorunlar, savunmanın bağımsızlığını zedelemekte; adaletin tesisini zorlaştırmaktadır. Tüm bu zorluklara rağmen avukat, dimdik ayakta kalır; hakkın ve hukukun yanında olma iradesinden bir an olsun sapmaz. Çünkü bizler, her engeli aşacak azme, her karanlığı aydınlatacak güce sahibiz.

Son günlerde yaşanan bazı hukuki gelişmeler, kamuoyunun adalete olan güvenini sarsacak niteliktedir. Bu güven kaybının önüne geçilmesi ve yargıya olan inancın yeniden kuvvetlendirilmesi için, her bir yargı mensubuna büyük görev düşmektedir. Bizler, avukatlar olarak bu özveriyi göstermeye hazırız. Adaleti tesis etme çabasında olan herkesin, hukukun evrensel ilkelerine sadık kalması, yargı bağımsızlığına gölge düşürecek tüm eylemlerden kaçınması gerekmektedir. Çünkü adalet, güven üzerine inşa edilir; güven yıkıldığında, sadece hukuk değil, toplumun huzuru da sarsılır.

Avukatların mesleki faaliyetlerini sürdürürken karşılaştıkları yargısal ve idari müdahaleler, mesleğin bağımsızlığı ve savunma hakkının etkinliği açısından ciddi riskler barındırmaktadır. Bazı dönemlerde baroların kanuni görevlerini yerine getirme çabaları dahi çeşitli yaptırımlara konu edilmekte; yargı süreçlerinde savunmanın rolü sınırlandırılmak istenmektedir. Bu tür uygulamalar, yalnızca mesleki alanı değil, toplumun adalet arayışını da doğrudan etkileyen bir tehdit haline gelmektedir. Hukukun üstünlüğünü ve adil yargılanma hakkını savunmak adına bu baskıların karşısında durmak, mesleki bir sorumluluk olmanın ötesinde toplumsal bir görevdir.

Avukatlar yalnızca mesleki baskılarla değil; aynı zamanda ağırlaşan ekonomik ve sosyal koşullarla da mücadele etmektedir. Genç meslektaşlarımız, öngörüsüzce açılan hukuk fakülteleri, ekonomik güvencesizlik ve kamu kaynaklarının adaletsiz dağıtımı nedeniyle büyük bir çıkmazdadır. Stajyer avukatlar, kamu avukatları ve serbest çalışan avukatlar; mesleki onurlarını korumaya çalışırken geleceğe dair umutlarını da yitirmektedir. Oysa unutulmamalıdır ki, etkin kullanılmayan bir savunma hakkının olduğu sistemde, adil yargılamadan söz edilemez.
Elazığ Barosu olarak biliyoruz ki, bizler yalnızca bir mesleği icra etmiyoruz. Bizler, insanlığın ortak vicdanını, adaletin sonsuz idealini yaşatıyoruz. Her duruşmada, her dosyada, her suskunlukta ses, her baskıda direniş oluyoruz.
Ve inancımız tamdır ki; bu kutsal meslek, yarınların adaletine yön verecek en güçlü meşaledir. Umudumuz büyüktür! Çünkü bizler, karanlığı yırtan bir iradenin, adaleti büyüten bir yüreğin taşıyıcılarıyız. Her yeni meslektaşla tazelenen mücadelemiz, hukukun üstünlüğüne olan sarsılmaz inancımız ve halkın adalete olan özlemiyle birleşerek daha güçlü bir geleceği mümkün kılacaktır. Bizler umutla, azimle ve inançla yürümeye devam edeceğiz; çünkü biliyoruz ki, adaletin yolu savunmadan geçer!

Bu vesileyle mesleğimizin bugünlere ulaşmasında emeği olan tüm meslek büyüklerimize, bizlere miras bıraktıkları etik değerler ve meslek kültürü için en içten teşekkürlerimizi sunarız. Yine aynı şekilde, baromuzun yönetim kurulu ve komisyonlarında özveriyle çalışan, mesleğimizin gelişmesi ve korunması için çaba harcayan tüm meslektaşlarımıza şükranlarımızı iletiyoruz. Ve elbette, bu zorlu ve onurlu mücadelede her daim yanımızda olan kıymetli ailelerimize, sabırları ve destekleri için sonsuz teşekkürlerimizi borç biliriz.

Bu kutsal meslek için canını feda eden tüm meslektaşlarımızı rahmetle anıyor, adaletin kıyısında değil merkezinde duran, karanlığa inat ışık olan her meslektaşımı saygıyla selamlıyorum.

Hep birlikte bir kez daha haykırıyoruz:
Yaşasın Hukuk! Yaşasın Savunma! Yaşasın Adalet!
5 Nisan Avukatlar Günümüz Kutlu Olsun!

Saygılarımla,

Av. Melih EFE
Elazığ Barosu Başkanı