Bakan Fatma Şahin ile Çalışma Toplantısı
Çocuk
Koruma Kanunu ve Çocuk Adalet Sisteminde karşılaşılan sorunlara ilişkin
çalışma, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sayın Fatma Şahin’in Başkanlığında
Türkiye Barolar Birliği Av. Özdemir Özok Kültür ve Kongre Merkezi’nde
19.04.2012 tarihinde yapıldı.
Çalışma toplantısına Türkiye Barolar
Birliği Başkanı Av. V.Ahsen Coşar, Başkan Yardımcısı Av. Talay Şenol ile,
İzmir, Karabük, Muş, Yozgat Barosu Başkanları yanı sıra Diyarbakır, Yalova, Mersin, Ankara,
Çanakkale, İstanbul, Bitlis, Gaziantep, Samsun, Bursa, Yozgat, Kocaeli, Konya, Sakarya, Aksaray
Baroları ile Türkiye Barolar Birliği Çocuk Hakları Kurulu Başkan ve üyeleri
katıldılar.
Çalışma toplantısında Baromuzu, Başkanımız Av. Adnan DEMİR ile
Baromuz Denetleme Kurulu Üyesi ve Çocuk Hakları Komisyonu Başkanı Av. Yahya
BİÇER temsil etmişlerdir.
Sabah kahvaltısında Baro Başkanımız
Av. Adnan DEMİR, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sayın Fatma Şahin’e Baromuz
tarafından SODES kapsamında
projelendirilmesi yapılıp T.C Kalkınma Bakanlığına teslim edilen Elazığ Barosu SUMO Projesi
(Suçla Mücadele Ofisi) hakkında kısaca bilgi vermiş ve desteklerini istemiştir.
Kahvaltı sonrasında yapılan çalışma
toplantısında ise Baromuz Çocuk Hakları Komisyonu Başkanı Av. Yahya BİÇER söz
alarak; Çocuk Koruma Kanunu ve Çocuk Adalet Sisteminde karşılaşılan sorunlara
ilişkin Çocuk Hakları Komisyonunun hazırladığı raporu sayın bakana sunmuştur.
Av. Yahya BİÇER toplantıda yaptığı konuşmasında özetle; Çocuk yargılamasında
görev alan psikolog, pedagog ve sosyal
hizmet uzmanlarının sayısı ve niteliği arttırılarak suça sürüklenen çocuklar
hakkında ki tüm sosyal inceleme raporlarının, çocuğun yaşam alanı incelenmek
suretiyle iddianame düzenlenmeden önce bu raporların kolluk safhasında
tamamlanmasının sağlanmasının isabetli olacağını ayrıca 5271 sayılı CMK 52.maddesinde mağdur çocukların
beyanlarının görüntülü ve sesli kayıt altına alınması düzenlenmesinde ki amacın
bu çocukların kovuşturma aşamasında yeniden mahkeme huzurunda aynı travmaları
yaşayarak örselenmelerinin önlenmesi
olmasına rağmen fiiliyatta bu kurala cinsel saldırı suçları dışında
uyulmadığını, suçun mağduru çocuklar ile suça sürüklenen çocukların duruşmada
yüzyüze getirildiğini bununda olumsuz örneklerine sıkça rastladıklarını bu
nedenle mağdur çocukların ifadelerinin görüntülü ve sesli kayıt altına
alınmasının istisnasız uygulanması gerektiğini ayrıca bu mağdur çocukların
yeniden ifadelerine başvurulmaması için soruşturma aşamasında uzman personelce
gerekli özen azami düzeyde gösterilmesi soruşturmada eksik bir husus
bırakılmaması gerektiğini, koruma altına alınan çocuklara barınma imkanı
sağlayan Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumlarının nicelik ve niteliklerinin
artırılmasının gerektiğini, Çocuk cezaevlerinin fiziksel yapılarının
iyileştirilmesinin ve bu cezaevlerinde Rehebilitasyona yönelik çalışmalara ve uzman
personelin istihdamına öncelik verilmesinin gerektiği belirtti. Konuşmasına son
yıllarda aşırı düzeyde şiddet içeren dizilerin çoğalmasıyla , bu dizilerin
etkisinde kalan Çocukların fiziksel, ruhsal ve sosyal gelişimleri olumsuz
etkilendiğini belirterek devam eden Av. BİÇER, çözüm olarak; bu zararlı
yayınlarla etkin mücadele edilmesini, medyanın bu yayınlar yerine çocukların
gelişimine olumlu katkılar yapacak programların
teşvik edilmesinin isabetli olacağını ancak RTÜK’ün bu yayınları yapan
TV kanallarına ceza olarak aynı saatte belgesel yayınlama zorunluluğu
getirmesinin trajikomik bir uygulama olduğunu belirtti. Bu müeyyide yerine, bu
nitelikte yayın yapmayı alışkanlık haline getiren TV kanallarına daha ağır
idari para cezaları uygulanmasının, özellikle yayın durdurma cezalarına
başvurulmasının etkin bir çözüm olacağını belirtti.Yine Türkiye’nin de taraf
olduğu Birleşmiş Milletler Çocuk
Haklarına Dair Sözleşmenin 40/3 maddesinde
“Taraf Devletler, hakkında ceza yasasını ihlâl ettiği iddiası ileri sürülen,
bununla itham edilen ya da ihlâl ettiği kabul olunan çocuk bakımından, yalnızca
ona uygulanabilir yasaların, usullerin, onunla ilgili makam ve kuruluşların
oluşturulmasını teşvik eder” hükmü gereğince
çocuklar tarafından işlenen suçların takibi için bulunmayan yerlerde
müstakil bir “Çocuk Savcılığı”
kurulmasının ve imkanlar dahilinde Çocuk Mahkemelerinin de Adliye binaları
dışında ayrı binalarda
teşkilatlanmasının isabetli olacağını belirtti. Av. BİÇER kendisinden önce söz
alan İstanbul ve Diyarbakır Baroları Çocuk hakları Komisyonu Başkanlarınca da
önemle vurgulanan haklarında HAGB (Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması)
kararı verilmiş bulunan suça sürüklenen çocukların yeniden suç işlemelerinin
önlenmesi amacıyla alınabilecek tedbirlere baromuz tarafından somut bir çözüm
önerisi getirildiğini bu kapsamda baromuzca projelendirilmesi yapılan ve T.C
Kalkınma Bakanlığı teslim edilen SUMO (Suçla Mücadele Ofisi) hakkında detaylı
bilgilendirme yaptı ve bu projenin Ulusal düzeyde uygulanması halinde bu çocukların
yeniden suç işlemelerinin engellenmesi yönünde önemli bir adım atılacağını
belirtti.
Çalışma toplantısı Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sayın
Fatma Şahin’in gelen talepleri dikkate alacakları ve teşekkür konuşması ile ve
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Av.Vedat Ahsen COŞAR’IN teşekkür konuşması ile
sona erdi.