Bakan Fatma Şahin ile Çalışma Toplantısı
Tarih: 25.04.2012 | Okunma Sayısı: 8062

             Bakan Fatma Şahin ile Çalışma Toplantısı

Çocuk Koruma Kanunu ve Çocuk Adalet Sisteminde karşılaşılan sorunlara ilişkin çalışma, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sayın Fatma Şahin’in Başkanlığında Türkiye Barolar Birliği Av. Özdemir Özok Kültür ve Kongre Merkezi’nde 19.04.2012 tarihinde yapıldı.

           Çalışma toplantısına Türkiye Barolar Birliği Başkanı Av. V.Ahsen Coşar, Başkan Yardımcısı Av. Talay Şenol ile, İzmir, Karabük, Muş, Yozgat Barosu Başkanları yanı sıra   Diyarbakır, Yalova, Mersin, Ankara, Çanakkale, İstanbul, Bitlis, Gaziantep, Samsun, Bursa,  Yozgat, Kocaeli, Konya, Sakarya, Aksaray Baroları ile Türkiye Barolar Birliği Çocuk Hakları Kurulu Başkan ve üyeleri katıldılar.

             Çalışma toplantısında  Baromuzu, Başkanımız Av. Adnan DEMİR ile Baromuz Denetleme Kurulu Üyesi ve Çocuk Hakları Komisyonu Başkanı Av. Yahya BİÇER temsil etmişlerdir.

            Sabah kahvaltısında Baro Başkanımız Av. Adnan DEMİR, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sayın Fatma Şahin’e Baromuz tarafından SODES kapsamında   projelendirilmesi yapılıp T.C Kalkınma Bakanlığına  teslim edilen Elazığ Barosu SUMO Projesi (Suçla Mücadele Ofisi) hakkında kısaca bilgi vermiş ve desteklerini istemiştir.

            Kahvaltı sonrasında yapılan çalışma toplantısında ise Baromuz Çocuk Hakları Komisyonu Başkanı Av. Yahya BİÇER söz alarak; Çocuk Koruma Kanunu ve Çocuk Adalet Sisteminde karşılaşılan sorunlara ilişkin Çocuk Hakları Komisyonunun hazırladığı raporu sayın bakana sunmuştur. Av. Yahya BİÇER toplantıda yaptığı konuşmasında özetle; Çocuk yargılamasında görev alan  psikolog, pedagog ve sosyal hizmet uzmanlarının sayısı ve niteliği arttırılarak suça sürüklenen çocuklar hakkında ki tüm sosyal inceleme raporlarının, çocuğun yaşam alanı incelenmek suretiyle iddianame düzenlenmeden önce bu raporların kolluk safhasında tamamlanmasının sağlanmasının isabetli olacağını ayrıca  5271 sayılı CMK 52.maddesinde mağdur çocukların beyanlarının görüntülü ve sesli kayıt altına alınması düzenlenmesinde ki amacın bu çocukların kovuşturma aşamasında yeniden mahkeme huzurunda aynı travmaları yaşayarak örselenmelerinin  önlenmesi olmasına rağmen fiiliyatta bu kurala cinsel saldırı suçları dışında uyulmadığını, suçun mağduru çocuklar ile suça sürüklenen çocukların duruşmada yüzyüze getirildiğini bununda olumsuz örneklerine sıkça rastladıklarını bu nedenle mağdur çocukların ifadelerinin görüntülü ve sesli kayıt altına alınmasının istisnasız uygulanması gerektiğini ayrıca bu mağdur çocukların yeniden ifadelerine başvurulmaması için soruşturma aşamasında uzman personelce gerekli özen azami düzeyde gösterilmesi soruşturmada eksik bir husus bırakılmaması gerektiğini, koruma altına alınan çocuklara barınma imkanı sağlayan Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumlarının nicelik ve niteliklerinin artırılmasının gerektiğini, Çocuk cezaevlerinin fiziksel yapılarının iyileştirilmesinin ve bu cezaevlerinde Rehebilitasyona yönelik çalışmalara ve uzman personelin istihdamına öncelik verilmesinin gerektiği belirtti. Konuşmasına son yıllarda aşırı düzeyde şiddet içeren dizilerin çoğalmasıyla , bu dizilerin etkisinde kalan Çocukların fiziksel, ruhsal ve sosyal gelişimleri olumsuz etkilendiğini belirterek devam eden Av. BİÇER, çözüm olarak; bu zararlı yayınlarla etkin mücadele edilmesini, medyanın bu yayınlar yerine çocukların gelişimine olumlu katkılar yapacak programların  teşvik edilmesinin isabetli olacağını ancak RTÜK’ün bu yayınları yapan TV kanallarına ceza olarak aynı saatte belgesel yayınlama zorunluluğu getirmesinin trajikomik bir uygulama olduğunu belirtti. Bu müeyyide yerine, bu nitelikte yayın yapmayı alışkanlık haline getiren TV kanallarına daha ağır idari para cezaları uygulanmasının, özellikle yayın durdurma cezalarına başvurulmasının etkin bir çözüm olacağını belirtti.Yine Türkiye’nin de taraf olduğu  Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşmenin 40/3 maddesinde  “Taraf Devletler, hakkında ceza yasasını ihlâl ettiği iddiası ileri sürülen, bununla itham edilen ya da ihlâl ettiği kabul olunan çocuk bakımından, yalnızca ona uygulanabilir yasaların, usullerin, onunla ilgili makam ve kuruluşların oluşturulmasını teşvik eder” hükmü gereğince  çocuklar tarafından işlenen suçların takibi için bulunmayan yerlerde müstakil bir  “Çocuk Savcılığı” kurulmasının ve imkanlar dahilinde Çocuk Mahkemelerinin de Adliye binaları dışında  ayrı binalarda teşkilatlanmasının isabetli olacağını belirtti. Av. BİÇER kendisinden önce söz alan İstanbul ve Diyarbakır Baroları Çocuk hakları Komisyonu Başkanlarınca da önemle vurgulanan haklarında HAGB (Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması) kararı verilmiş bulunan suça sürüklenen çocukların yeniden suç işlemelerinin önlenmesi amacıyla alınabilecek tedbirlere baromuz tarafından somut bir çözüm önerisi getirildiğini bu kapsamda baromuzca projelendirilmesi yapılan ve T.C Kalkınma Bakanlığı teslim edilen SUMO (Suçla Mücadele Ofisi) hakkında detaylı bilgilendirme yaptı ve bu projenin Ulusal düzeyde uygulanması halinde bu çocukların yeniden suç işlemelerinin engellenmesi yönünde önemli bir adım atılacağını belirtti.

Çalışma toplantısı   Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sayın Fatma Şahin’in gelen talepleri dikkate alacakları ve teşekkür konuşması ile ve Türkiye Barolar Birliği Başkanı Av.Vedat Ahsen COŞAR’IN teşekkür konuşması ile sona erdi.

 

 

 
 
 
 
 
 
22.11.2024
AV. MELİH EFE
BARO BAŞKANI

© Web sitesi hizmeti Türkiye Barolar Birliği tarafından verilmektedir.