KAMUOYUNA
Elazığ Barosu olarak; Öğrencilerin başörtüsü ile Üniversitelere devam edebilmesi konusunda Anayasa’da yapılan değişiklikleri, özgürlükler ve hukuk adına desteklediğimizi kamuoyuna daha önce de duyurmuştuk.
Anayasa Mahkemesi, dün yeni bir karara imza attı. Anayasa´nın açık hükmüne rağmen, şekille yetinmeyerek anayasa değişikliğini esastan inceleyen Yüksek Mahkeme, eğitim-öğretim eşitliğiyle ilgili düzenlemeyi iptal etti. 1982 Anayasası´nın yürürlüğe girmesinden bu yana ilk kez bir Anayasa değişikliği esas yönünden iptal edilirken, Yüksek Mahkeme kendi içtihatlarına da aykırı davranmıştır. Anayasa Mahkemesi, anayasal ilkelerini aşmış ve Anayasa´nın kapsamadığı bir şekilde esas incelemesi yapmıştır. Anayasa Mahkemesi, anayasanın kendisine yasakladığı bir yetkiyi kullanmıştır. Bu karar Yüce mahkemenin menfaatlerine de zarar gelmesine neden olabilecek bir karardır. Anayasa Mahkemesi, bir bakıma yasama organının da yerine geçerek, şekil görüntüsü altında esas yönünden denetim yaparak Anayasa değişikliğini iptal etmiştir.
İçtihat yoluyla denetim yetkisi oluşturulamaz. Mahkeme, Anayasa´nın 148. maddesinde Anayasa değişikliklerinin denetimiyle ilgili "teklif ve oylama çoğunluğu ve ivedilikle görüşülemeyeceği´ şeklinde sıralanan şekil denetiminin sınırlarını genişletmiştir. Bu yaklaşımın, toplumu ´yargıçlar devleti´ denen bir anlayışa götürmesi, halkın oylarıyla kurulmuş bir parlamentonun elindeki değiştirme yetkisini hiçe indirmesi mümkün. Anayasa Mahkemesi´ndeki yargıçlar, Cumhuriyetin temel niteliklerini belirli bir yönde yorumluyorlar diye, o tutuma aykırı düşen bütün değişiklikler iptal edilecek ve dolayısıyla ulus bu alandaki yetkisini kendi temsilcileri aracılığıyla da olsa kullanamaz duruma mı gelecektir?&S230; Anayasa Mahkemesi bir değişikliğin Anayasa´daki temel ilkelerden birine aykırı düştüğünü savunarak anayasa değişikliklerini iptal yetkisine sahip olursa, devlet sistemi içinde kendisine tanınan yeri aşıyor demektir.
Anayasa Mahkemesi, şekil görüntüsü altında, esas yönünden denetim yapmıştır. Bir anayasa değişikliğinin Cumhuriyetin temel niteliklerine aykırı olup olmadığının saptanması, ancak konunun esasına girmekle mümkündür. Oysa, Anayasa´mız, Anayasa Mahkemesi´ne esas yönünden bir denetleme yapma yetkisi vermemiştir.
Anayasa Mahkemesi´nin benimsediği tutum, bu Mahkemeye anayasa değişikliklerinin âkıbeti konusunda hemen hemen sınırsız bir takdir yetkisi vermektedir. Cumhuriyetin, Anayasa´nın 2´nci maddesinde sayılan millîlik, demokratiklik, lâiklik, sosyallik, insan haklarına dayanma ve hukuk devleti olma nitelikleri o kadar geniş kavramlardır ki, bu niteliklerle ilgili olmayan bir anayasa değişikliği düşünmek hemen hemen imkânsızdır. Üstelik bu kavramlar, geniş kapsamları yanında, çeşitli yorum ve değerlendirmelere açık kavramlardır.
Anayasa Mahkemesi´nin, anayasa değişikliklerinin denetimi konusunda benimsediği tutum, uzun vâdede bizzat yüce Mahkemenin kurumsal menfaatlerine zarar verebilecek niteliktedir. Tecrübeler, anayasa yargısı ile toplumun çoğunluğunu temsil eden siyasal güçler arasında derin ve sürekli görüş ayrılıklarının belirmesi halinde, sonuçta anayasanın değiştirilmesi ve anayasa yargısının yetkilerinin kısılması tehlikesinin söz konusu olabileceğini göstermektedir.
Anayasa´nın 148´inci maddesi, Anayasa Mahkemesi´nin "Anayasa değişikliklerini ise sadece şekil bakımından" inceleyebileceğini ve denetleyebileceğini belirttiği gibi, şekil denetiminin kapsamını da açıkça sınırlandırmıştır. Buna göre, anayasa değişikliklerinde şekil denetimi, "teklif ve oylama çoğunluğuna ve ivedilikle görüşülemeyeceği şartına uyulup uyulmadığı hususları ile sınırlıdır." "Sınırlıdır" kelimesinin açıkça ifade ettiği gibi, şekil denetimi, maddede tahdidî olarak belirtilen bu üç hususun dışına asla teşmil edilemez.
Söz konusu iptal kararı, Cumhuriyetimizin bu güne kadar elde etmiş olduğu kazanımları kayba uğratmış, cumhurun iradesini hiçe saymıştır. Bu kararla hak ve özgürlük alanlarının genişletilmesi ve siyasal sistemin reforme edilmesine yönelik girişimler engellenmiştir.
Unutmayalım ki, yasalar ve devlet erkleri, toplum düzeni için, millete hizmet için vardır. Hiç bir erk, elindeki yetkiyi toplumun hilafına kullanmamalıdır.
06.05.2008
Av. Rüstem Kadri SEPTİOĞLU
Elazığ Barosu Başkanı